Doping

Efsanelerin efendisi: Mısır

Bilindiği üzere Mısır halkının büyük çoğunluğunu Müslüman araplar oluşturmaktadır. Fakat yüzde yedilik tamamı Hristiyan olan kıptiler Mısır’ın ikinci en önemli etnik kimliğidir. Mısır seyahatimi daha önce 2008 yılında yapmıştım ve o zamandan bu zamana kadar geçen sürede çok büyük değişiklikler farkkettim özellikle turizim açısından.

Mısır gerek Nil Nehri boyunca muhteşem antik tapınakları ile olsun gerek kahiredeki piramitler ve müzesi ile olsun sadece tek birini bile anlatmanın yüzlerce sayfa bulacağı eserlere ve hikayelere sahip bir ülke bunu tüm dünya biliyor fakat yakın zamanda yaşadıkları iç savaş ve siyasi karışıklıklar ülkenin en büyük geçim kaynaklarından biri olan turizime çok büyük zarar vermiş durumda, özellikle bu yıl tekrar gittiğim için bunu çok daha iyi fark edebildim. Daha önce tek bir eserle fotoğraf çektirmek için muaazam kalabalıkları aşmak gerekirken artık üç beş kişiyi geçerek fotoğraf çekmek bunun en belirgin göstergelerinden biri oldu bana göre. Güvenlik açısından Mısır’a giden çok fazla tur yok o yüzden fazlaca araştırma yapmam gerekti… Yalnız olarak da gezmeyi pek tavsiye etmiyorum sonuçta özellikle çok fazla kalabalık olan Kahire gibi kaotik bir şehir için yalnız olmak şahsen benim için fazla riskli fakat mısır halkı çok sempatik ve yardımsever insanlar güvenlikten kastım heran bir olay olabilir gibi bir izlenim veriyor ülke… Zira her yerde askerler ellerinde silahlarıyla hazır olda bekliyor ve 2008’de görmediğim karakolları 1 kilometre ara ile görünce hakikaten ülkenin savunma için yaptığı harcamalarının ne boyutta olduğunu anlamış oldum.

Fakat tüm bu gelişmelere rağmen Mısır’da inanılmaz güzel vakit geçirdim. Evet satıcılar her zamankinden daha fazla ısrarla sizlere birşeyler satmaya çalışacak peşinizden koşup yeri gelip size fenalık geçirtecekler ama hakikaten Mısır bir gezginin mutlaka ama mutlaka görmesi gereken bir ülke. Özellikle tapınaklara hayran kalmamak mümkün değil hele Mısır mitolojisini bilen bir rehber ile gezerseniz hikayelerini yerinde dinlerken çok keyif alacaksınız.

Mısır denilince akla tabi ki alışveriş geliyor özellikle ilk tavsiye edeceğim şey kesinlikle parfüm esansları. Ben daha fazla almadığıma çok pişman oldum zira tüm dünyaya orjinal parfümleri ihraç eden bir ülke Mısır ve sizin dünyanın parasına aldığınız parfümleri çok ucuza en orijinal haliyle burada bulabileceğiniz bir ülke. Bunun dışında tabi ki magnetler hediyelik eşyalar, çantalar akılınıza gelebilecek her türlü ıvır zıvır siz aramasanızda sizi buluyor çünkü satıcılar her yerde ve oldukça ısrarcılar. Ama Kahire’nin pazarlarında biraz daha az rahatsız edilerek gezip alışveriş yapmanız mümkün ve dinlenmek isterseniz de tarihi kafelerinde oturup çay, kahve ve mısıra özgü içecekler de içebilirsiniz. Bunun dışında alışveriş yapmasanızda bir Mısırlı size merhaba dese bile bahşiş vermeniz gereken durumlar oluyor. Çünkü hakikaten ekonomik açıdan çok zor durumdalar. Ama asla hırsızlık adına gözlemlediğim bir olay olmadı hatta unuttuğunuz içi dolu çantanızı arkanızdan koşarak teslim etmeye çalışacak kadar iyi niyetli insanlar şahsen çok dağınık bir gezginim ve arkamda unuttuğum eşyalar için sürekli koşturan bir kaç Mısırlı görünce hakikaten çok etkilendim. Bu nedenle pasaportlarınızı ve çantalarınızı otellerinizde bırakmanızda bir sakınca yok hatta gezdiğiniz tur otobüsünde bile bırakabilirsiniz gayet rahat oluyor ve hiçbir sıkıntı gözlemlemedim.

Mısır’ın tarihi ve mitolojisi o kadar muazzam ki tüm tapınaklar aklınızı başınızdan almaya yetiyor özellikle duvarlarında ki hiyeroglifler tüm o detaylar antik mısır evreninde kaybolmanıza neden oluyor bir süre sonra da kendinizi mısır kralı ya da kraliçesi gibi hissetmenizi sağlıyor. Hava çok açık ve aydınlık olduğu için harika fotoğraflar çekebilirsiniz şahsen en güzel seyahat fotoğraflarımı Mısır’da çektim.

Kahire’de bulunan Kahire Müzesi ise normalde tüm eserleri görmek isteseniz 1 haftada gezebileceğiniz bir müze o kadar büyük ve kapsamlı yani. Ama en önemli olanlarını görmek bile yeterince yorucu. Zira Mısır, hazinelerin ve mitolojilerin ülkesi. Antik mısır zamanında tüm o insanlar ömürleri boyunca tanrıları ve kralları için devasa yapılar inşaa edip, eserler yaratmış ve müzelere sığmayan tarihsel envanterin oluşmasını sağlamışlar. Kahire Müzesi’nde meşhur Kral Tutankamon’un hazinesinin tamanını görmeniz mümkün. Çünkü mezarı soyulmadan bulunabilen tek firavun olması ile ünlü ve o muhteşem altın maskesi de burada sergilenmekte fotoğraf çekmek maske bölümünde yasak ama müzenin geri kalan kısmında ücret karşılığında alacağınız bilet ile çekim yapabiliyorsunuz. Tabi ki müzenin her karesini çekmenizi tavsiye ediyorum çünkü 2500 yıllık eserlere dokunabiliyorsunuz hakikaten muaazam bir olay.

Kafanızda bir fotoğraf çekin ve hayal edin denildiğinde herhalde çoğumuzun gözünün önünde piramitler önünde de sfenks manzarası canlanıyordur. Piramitler dünyanın tartışmasız en gizemli ve devasa antik yapıları özellikle panaroma tepesinde tüm piramtilerin önünde bir hatıra fotoğrafı çektirmeden Gize’den dönmeyin fakat şahsi fikrim içlerine girmek sıkıntılı ve gereksiz bir iş zira oldukça havasız ve dar bir tünelden iki büklüm girerek ilerlemeye çalışıyorsunuz ve yolun yarısında pişman olup geri dönmek isteseniz bile dönemiyorsunuz çünkü arkanızdan bir turist ordusu geliyor ve mezar odasına kadar inmeniz gerekiyor mezar odası da boş. Ben ilk gittiğimde yaptım ve çok daraldığım için tavsiye etmiyorum ama illa macera yaşayacağım ve panic atak, kapalı alan korkum da yok diyorsanız da sıkıntı yok tabi. Piramitler bölgesi olan Gize’de de Mısır’ın diğer turistik yerlerinde olduğu gibi satıcılar oldukça fazla ben kalpleri kırılmasın diye ufak tefek şeyler almaya özen gösterdim ama malesef almanın sonu olmadığı için kaçmak zorunda kaldığım anlarda olmadı değil.

Özetle Mısır gerçekten tarihi ve kültürel mirası ile bir gezgini kendine hayran bırakacak bir ülke, ayrıca turistik açıdan da oldukça konforlu ve size güzel hizmet vermeye özen göstren, Nil Nehri boyunca seyahat etmenizi sağlayan cruiselarıyla oldukça keyifli bir tatil seçeneği. Evet zorlukları olan ve yeri geldiğinde insanlarının zor durumlarına şahit olup üzüldüğünüz anlarda olabilir ama bunlarda dünya gerçeklerinin farkında olan gezginler için bir gözlem niteliğinde…

Gül Gökçe DOĞDU / Instagram: @wizard.nurse

Uzm. Hemş. Gül Gökçe Doğdu

1985' de İstanbul' da doğdum. Kandilli Kız Lisesi'ni bitirdikten sonra Haliç Üniversitesi Hemşirelik Yüksek Okulu'nu 2007 bitirdim ve ardından 2010 yılında cerrahi yüksek lisansımı tamamladım. profesyonel olarak hemşirelik mesleğimin dışında dünyayı geziyor, fotoğraflıyor ve de yazılar yazıyorum. Hala İstanbul Tıp Fakültesi genel cerrahi bölümünde aktif olarak çalışmaktayım. İnstagram : @wizard.nurse Facebook : wizard.nurse

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Başa dön tuşu