Doping

Diyaliz Hemşiresi Hastalarıyla Yaşar! | Hatice Gök                                 

Her sabah evimden işe gitmek için çıktığımda; hiç yabancı olmadığım, birçok yakınımın olduğu bir yere gidiyorum hissine kapılırım. Hastalarım benim bakışlarımdan, ses tonumdan benim ruh halimi anlayabiliyorlar. Bana “bugün senin keyfin yok” dediklerinde evet gerçekten o gün benim bir sorunum oluyor. Onlar benim çocuklarımın isimlerini tek tek biliyorlar. Hatta aramızdaki bağ o kadar kuvvetli ki işe gitmediğim günlerde, izinli olduğumu fark ediyorlar. Ben onların hayat hikâyelerini defalarca dinledim, hiç bıkmadan, sıkılmadan. Hatta eşlerine ve çocuklarına anlatamadıkları duygularını benimle paylaşıyorlar. Bu bazen hayırsız bir evlat, bazen vefalı eşleri oluyor.

Sağlıklı insanlar zaman zaman dünyevi hırsları ve bunun getirdiği mutsuzlukla boğuşurken, kronik böbrek yetmezliğine giren bir insanın istediği sadece sevdikleri için biraz daha yaşamak oluyor. Kronik hastalıklara sahip insanların kendilerini güvende hissetmek ister, belki birazda anlaşılabilmek. Ben bu dünyanın bir parçası olmaktan, onların tedavilerine yardımcı olmaktan gurur ve mutluluk duyuyorum. Çünkü ben her şeyden önce bir insanım,

Yaşamamın bir nedeni olmalı diye düşünüyorum.

Kronik böbrek yetmezliği sadece insan hayatına giren bir hastalık değil. Bir yaşam tarzı, insanlar bu hastalığın hayatlarına girmesiyle akrabalarını, dostlarını, arkadaşlarını tekrar tanıyorlar ama bu sefer kötü bir günde ve vefaya en çok ihtiyaçları olduğu zamanda. Dün sağlıklı yaşarken, bu gün bir makineye bağımlı bir hayatı kabullenebilmek ne kadar kolay olabilir ki? Ama bazen hayat bize tek bir yol çizer ve bekler durumu olduğu gibi kabullenmemizi bekler, bu başımıza gelen bir hastalık bile olsa, bu hastalıkla barışık yaşamak belki çekilen acıların birazda olsa hafiflemesini sağlayacaktır. Kronik böbrek yetmezliği hayatına giren bir insan neler yaşamaz ki katater işlemleri, fistül ameliyatları, koluna her diyaliz takılan iğnelerin büyük acıları, bir ömür süren diyet, doya doya içemedikleri su ve gözden, gönülden uzaklaşan dostlar, akrabalar.

Peki, bu zor süreçte bir hemodiyaliz hemşiresinin rolü ne olabilir?

Aradan geçen yıllara rağmen hastalarım beni telefonla arayıp hatırımı sorduklarında anlıyorum ki, günümüzde birçok hastalık ilaçlarla tedavi edilebilir duruma geldi. Kronik böbrek yetmezliği tedavisinde de, hemodiyaliz işlemi ve ilaçların yanı sıra, hastaların iyi bir dinleyiciye, sordukları sorular karşısında onlara tatmin edici cevaplar veren bir hemşireye ihtiyaçları var. Bu psikolojiyi ancak empati yaparak anlayabiliriz. Benim başıma bu hastalık gelse bende onlar kadar güçlü olabilir miyim? Kaybettiklerimin arkasından bakarken, onlar gibi kalanlarla mutlu olabilir miyim?

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Başa dön tuşu